Allah kimseyi internetsizlikle terbiye etmesin... ((amin))

Ve insan bilgisayarı yarattı... Bilgi saysın,depolasın,hayatı kolaylaştırsın diye... Bilemezdik ki, zamanla hayatımızı teslim edeceğimiz bir 'ŞEY' yarattığımızı...Kendi yarattığımız şeye esir olacağımızı.. Ancak bilgisayara, TV için kullandığımız ''aptal kutusu'' deyimini kullanamam. Bilgisayara haksızlık olur biraz. Sonuçta bilgisayarda insanlar daha aktif. TV 'de pasifiz..
'İnternet'' ,bilgisayarla hayatımıza girmiş en önemli, en çok kullandığımız şey.Hayatı en çok kolaylaştıran, bu yüzden de bizi kendine en çok bağlayan... Zamanla herkesin bilgisayar sahibi olması,kimi evlerde birden fazla bilgisayarın bulunması (bizim evde üç tane var), internet cafe sayısının azımsanmayacak kadar fazla olması, mektubun yerini mailin alıyor olması, telefonunkini msn... vs.. laptoplar,cep bilgisayarları,ceptelefonlarından internete girmeler...
İnternetsiz herhangi bir zamanda insanların nasıl da kendilerini kötü hissettikleri açık bir gerçek..Bir arkadaşımın (Ati) modeminde meydana gelen bir arıza sonucu kurduğu şu cümle,bilgisayar bağımlılığımızı nasıl da özetliyor. Arkadaşım bilgisayarından, dolayısıyla internetten ayrı kaldığı günleri anlatmasının akabinde şu cümleyi kurdu: ''Allah kimseyi internetsizlikle terbiye etmesin.'' ) Ben de aynen şu cevabı verdim ona: ''Amin canım,cümlemizi...'' Bu sözün aslı şuydu yanlış hatırlamıyosam, ''Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin.'' Bu durumda '''internetsizlik=açlık''' oluyor değil mi? Yani artık internet, başlıca ihtiyaçlarımız arasında !
Kesinlikle kötü,işe yaramaz birşey olduğuna inanmıyorum internetin.Doğru kullanıldığında insana çok şey katacağı ortada.Şöyle diyelim, bu yazıyı yazma amacım internetin olumsuzluklarını vurgulamak değil, ben yalnızca bilgisayarın hayatımızdaki yerine değiniyorum.Hayatımıza bir anda girip, baş köşeye oturan bu ''şey'', küçümsenecek bir kavram değil insan hayatı içinde.Bazen ''Bilgisayarım yokken ne yapıyordum?'' diyorum...Ve gerçekten ne yaptığımı,bir günün nasıl geçtiğini anımsayamıyorum.
Gelelim MSN'e... Artık çoluğun çocuğun sahip olduğu bir tür msajlaşma çeşidi MSN ve iletişimin en kolay ve ucuz yolu.Kameralı görüşmeler, ses klipleri, müzik vs dosya gönderimleri...Daha birçok şey... Bu yüzden de internetin hayatımıza soktuğu en mühim haberleşme kavramı MSN.Doğru kullanıldığında faydalı tabi ki..24 saatini MSN başında geçiren kesim için ''faydalıdır'' diyemeyeceğim.. (Evet, ben de MSN'de fazla vakit geçiriyorum) Üstelik vakit kaybıolduğu kadar, sağlığa da zararlı. Bel,boyun,göz sağlığımız açısından...
Kimi zaman can sıkıntımızın garip yansımalarını da görüyoruz MSNde...Bir akşam MSN'deyken arkadaşımın birine ''Eeeee..?'' diye yönelttiğim sorunun ardından verdiği cevap, en az benim sorum kadar saçma ve komikti..
Merwww: Eeeee..?
daye daye doy doy(Yağmur böle diyor:)) : Tavuklar çiçek açmış,bu ne biçim lacivert.Ben annemi çok sevdim,yaşasın cumhuriyet.
Durum bu yani arkadaşlar,saçmalamanın sınırlarını zorluyoruz kimi zaman... Hmm, peki MSN'deki faydalı muhabbetlerimden bir örnek vereyim.Kimi zaman ''Online Güzin Abla'' olabiliyorum. İnsanlar içini dökebiliyorlar (Bkz:hırt|ipkipk) İşte o zaman MSN hoş bir paylaşım platformu oluveriyor gözümde... Sinir olduğum bazı durumlar hariç tabi... Saçma salak kişilerin insanları MSN'lerine ekleyip, konuşma girişimleri gibi...
Ve insan bilgisayarı yarattı... Bilgi saysın,depolasın,hayatı kolaylaştırsın diye... Bilemezdik ki, zamanla hayatımızı teslim edeceğimiz bir 'ŞEY' yarattığımızı...Kendi yarattığımız şeye esir olacağımızı..